Yokluğuna inat(Siir)


Bazen insan kendi içine çekilip yaşama kayıtsız kaldığı anlar oluyo.
Bu anlar benimde okadar çok ki işte böyle zamanlarda kendime gömülüyorum.
Hareketlerim sanki kısıtlanmış gibi.
Yaşadığımı hissetmek için kendimi kalabalıkların arasına atıyorum.
Yürüdükçe dağılacağımnı sanıyorum ama bitmiyo özlemlerin gelmeyen zamanı.
hep beklemek ve gelmeyeceğini bildiğin bi sevgili gibi....
aramak boşuna bırakıyorum kendimi istiklal' in kalabalığının arasına.yürüyorum..
tanımadığıum binlerce yüzde hep bildik ifadeleri görüyorum ve bu yüzden garip bir hisle onları tanıdığımı sanıyorum içimde onlarla konuşma hissi uyanıyo.
belki diyorum analtsam kendimi onlarda bende kendilerinden bir şeyler bulur.
diyorum ya garip bi his,bir bulut gibi dağılıp gidiyo.
sonra yine kendimle baş başayım.
ışıklı vitrinlerin önünden geçiyorum beni içeri davet etmek isteyen bir sürü yüz gözlerimin önünde nasılda sıradanlaşıp kayboluyo ve nerden çıkıyo bilmnem birden yine çoğalıp üzerime geliyo sanki.
birden onlarla kavga etmek gibi histerik bi duyguya kapilıyorum.
hadi gelin diyorum kendi kendime bunun sorumlusu sizlersiniz.
sizin yüzünüzden acı çekiyorum.
sizin yüzlerinizdeki o boş bakışlardan kaynaklanıyo yaşama olan kayıtsızlığım.
benide kendinize benzettiniz.
belki yeldeğirmenlerine karşı bi şavaşta olsa sizin gibi olmamayı başaracağım deyip oradan uzaklaşıyorum..
galatanın dar sokaklarıdan aşağı bırkıyorum kendimi boğazın serinliğine.
haliçe doğru yürüyorum belki balıkçılar beni anlar.
onlarla beraber denizin derinliklerine bakıyorum oradan çıkabilecek bi şeyler benikurtarabili belki yeniden hayata bağlayabilir.
ama bekleyişim boşuna deniz benimle paylaşmaya yanaşmıyo bilgeliğini.
derinliğinde saklıyo kimselere vermiyo sırrını.
kendi kendime söz veriyorum:bir gün haliçten kendimi denizin serin kollarına bırakacağıma.
onun benimle paylaşmadını almaya........
sonra kalabalığın arasına karışıp tekrar hayata izimi kaybettirip yoluma devam ediyorum yokluğuna inat..............

2 yorum:

beyza dedi ki...

Ellerinden Üşüyorum

Kar içindeyim
Üstüm başım toz duman boran
Üşüyorum
Ellerin yok.
Ellerinden yağıyor kar biliyorum
Biliyorum, ellerim ellerinde ısınırdı.
Şimdi ellerin kar bulutu.
Kar içindeyim.
Üşüyorum.
Ellerinden tanıyorum üşümeleri…

Yanlızlık
Eski bir düş ün otağı
Ruhumun başkenti işgal altında.
Zamansız düşüyor yağmur ve kar
Birbirlerini eriterek…
Yoksunum, yoksun yani.
Başımda duran mahçup
Alınyazıma inat yoksun.
Kurşunlar var sen yoksun…

Ellerinden bilirdim.
Geceye düşen suretimin beyazlığını.
Ki ellerindi aklaştıran yüzümü.
Şimdi hüzün dolu göz dağarcıklarımda.
Ardında; şehre yağan kar arasında
Yine
Ellerindir, kurumuş göz yaşlarımın barınağı…
Kar yağıyor ellerinden
Ben üşüyorum
Uyku yanlızlıklara bürünürken bizsiz,
Ellerinin barınağındayım…

Burdayım işte
Yanlızlığının olduğu yerde.
Yüzüm aynı yüz.
Ya gözlerin Sevgili
Nokta ile kalem mesafesin de mi bana?
Ya ellerin sevgili?
Isıtan ellerin,
Kış büyütüyor avuçlarında.
Ah Sevgili
Figüranlar var şimdi sahnelerde,
Film bitti
Kahramanlar kayıp perdeler arasında

beyza dedi ki...

işte Karşımdasın.Başımı kaldırıp sana bakıyorum.Gözlerinin koyuluğuna vuruluyorum.Karanlığında apaydınlık oluyorum.İçime serinlik veriyor varlığın.Gözlerin anlamlı,gözlerin gözlerim oluyor.Bana tüm dünyanın güzelliğini verseler gözlerinin güzelliğine değişmem.

Gülümsüyorsun.Dudaklarındaki tebessüm tüm yüzüne yansıyor.Bu tebessümle yaşama tekrar bağlandığımı hissediyorum..

Susuyoruz bir zaman.sana bakıyorum.Vazgeçiyorum sözcüklerden.Sözcükler bu anı bozabilir diye korkuyorum.Konuşmuyorum.Seni Seyrediyorum...